'Zorlayıcı Sebeplerle Fesih Hakkı'
(03.12.2024) Zorlayıcı sebeplerin ne olduğu 4857 sayılı İş Kanunu'nda açık şekilde belirtilmemiştir. Buna karşın, önceden öngörülmesi... |
Zorlayıcı sebeplerin ne olduğu 4857 sayılı İş Kanunu'nda açık şekilde belirtilmemiştir. Buna karşın, önceden öngörülmesi ve kaçınılması mümkün olmayan, dış etkenlere bağlı olarak üretimin durdurulması sonucunu doğuran nedenler, zorlayıcı sebepler olarak açıklanabilir. Deprem, heyelan, sel gibi doğal afetler; patlama ve yangın gibi işyerinden kaynaklanan olaylar ile işyerinin kanunla veya kamu makamları tarafından işyerinin kapatılması gibi hukuki nedenler zorlayıcı sebepler olarak sayılabilir. Öğretide, zorlayıcı sebep için aniden ve tarafların etkilerinden uzak olağanüstü bir olayın fiilen gerçekleşmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmeliğin 3-h maddesinde; "Zorlayıcı sebep: İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumları" olarak açıklanmıştır. Yargıtay kararlarında "zorlayıcı sebep" tanımı yapılmaksızın, işçiden ve işyerinden kaynaklanan zorlayıcı sebepler ayrı ayrı ele alınmış ve buna göre fesihlerin haklılığı veya bir haftaya kadar yarım ücret ödemelerle ilgili değerlendirmeler yapılmıştır (Yargıtay 9.HD. 02.03.2020 gün, 2017/15395 E, 2020/3401 Κ.). Hükümden hareketle zorunlu neden, zorlayıcı sebebi de içine alan daha üst bir kavram olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla telafi çalışması, zorlayıcı sebepler için de geçerlidir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 42. maddesinin başlığı "zorunlu nedenlerle fazla çalışma" olup, maddede işyerinde meydana gelen bir "arıza" veya "mümkün görülen bir arıza", "makine araç ve gereçler için acil işler" yahut "zorlayıcı sebepler" bir bütün olarak "zorunlu nedenler" kapsamına alınmıştır. Zorlayıcı sebeplerle fesih hakkı, ilk bir hafta çalışılmayan yarım ücret ödenmesi gereken süreden sonra gündeme gelecektir. Bir haftalık sürenin geçmesinden sonra fesih hakkının kullanılamaması durumunda sözleşme askı haline geçecek ve işçi askı süresince ücrete hak kazanamayacaktır. Diğer yandan belirli süreli iş sözleşmeleri de zorlayıcı sebeplerle feshedilebilecektir. Bu durumda işçinin bakiye süre ücretine ve haksız fesih tazminatına hak kazanamayacaktır. Belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce feshine bağlanan cezai şart, iki taraf için de uygulanmamaktadır. Örnek Yargıtay kararında, zorlayıcı sebeplerle iş sözleşmesinin feshinde işçinin bakiye süre ücretine hak kazanamayacağı belirtilmiştir (Yargıtay 22. HD. 18.02.2020 gün, 2016/29143 E, 2020/2773 Κ.). Yasal 4 aylık telafi çalışması süresi, zorunlu nedenlerin ortadan kalkması ve işverenin normal çalışma dönemine başlamasından itibaren başlayacaktır. Bu nedenle işçinin zorunlu sebeplerle çalışamadığı tarih yerine, zorunlu nedenlerin ortadan kalktığı ve işyerinin normal faaliyetine başladığı tarihten itibaren dört aylık süre için bu çalışma yapılabilecektir. Kaynak: Resul Kurt / Star Gazetesi |