Vergi Usul Kanunu’nun 3. Maddesi Her Kapıyı Açan Bir Maymuncuk Mu?
(02.12.2024)
Değerli okurlar, Çetin Altan'ın aydın gö­rünmenin üç anahtarını- reçetesini tarif eden yazısını unutamam. "Bir konu...

Değerli okurlar, Çetin Altan'ın aydın gö­rünmenin üç anahtarını- reçetesini tarif eden yazısını unutamam. "Bir konu konuşu­lurken söyleyeceğiniz üç şey sizi dinleyenler arasında tartışılmaz bir konuma taşıyabilir.

1.Dünyanın her yerinde bu böyle.

2.Dünyanın hiçbir yerinde bu böyle değil.

3.Falanca yazara göre bu böyle."

Hakikaten bu üç argümana karşı da kimse söyleyecek laf bulamaz ve o ortamda birden ha­vanız artar.

Vergi hukukunda Vergi Usul Kanunun 3.maddesi, iki ve üç kavram da anılarak her tür­lü tarhiyatın aynı zamanda da savunmanın ge­rekçesi haline getirilir. Tüm vergi incelemeleri ve yargı kararlarının adeta amentüsü gibi her türlü işleme VUK’ un 3.maddesi zikredilerek başlanır. Çetin Altan’ın aydın görünme formü­lü gibi, vergilemede işi hukuki göstermenin da­yanağını 3.maddeyi zikretmek oluşturur.

Meşhur VUK 3. madde

VUK 3/B ispat başlıklı maddesi; "Vergilen­dirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya iliş­kin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır." şeklindedir.

Literatürde, bir yorum metodu olan "Eko­nomik Yaklaşım İlkesinin" ve gerçeğin gizlen­mesine dönük çabaların açığa çıkarılmasında kullanılan peçeleme kavramının temelini bu cümle oluşturmaktadır.

Hakkında onlarca doktora tezi, binlerce ma­kale yazılmış bu cümle ile kabaca ve kısaca, "Vergilendirmede sadece görünüşe, görüne­ne, şekle bakılmaz, içeriğe, geride yatana, asıl amaca da bakılır." denilmektedir. Bu tanım­la kimsenin bir sorunu olmaz, olamaz. Ancak, uygulamada gerçek mahiyet kavramı fantezi derecesinde ileri götürülebilmekte ve bahse konu cümleden hareketle adeta tüm vergisel düzenlemeler yok sayılabilmekte veya sizin verdiğiniz anlam dışında bambaşka bir şekil­de anlamlandırılabilmektedir.

Ruhçuluk kısmı unutulmamalı

Peçeleme iddialarının kardeşlerinden biri de vergi kanunlarının ruhu meselesidir. Uygu­lamada lafız son derece açık ve ortada iken, bir yana bırakılabilmekte, tartışmalı alandaki dü­zenlemenin ruhu üzerine yorumlar yapılmak­ta, sonuçlara varılmaktadır. Oysa VUK 3/A da çok açıkça lafzın açık olduğu hallerde lafzın dikkate alınması gerektiği belirtildiği halde.

Sadece vergiyi dikkate alarak yapı kuramazsın

Kullanılan bir başka kavram da mevcut ya­pının sadece vergi düşünülerek kurulmuş olup olmadığıdır. Özünde belki doğru olabilecek bu yaklaşım da her derde deva ilaç kabilinden, her türlü tarhiyatta kullanılmaya başlanmıştı.

- Serbest bölgede şirket kurmuşsun, bunun amacı vergi ödememek, o halde yok sayarım. (Tüm serbest bölge şirketleri yok sayılarak tar­hiyatlar yapılmıştı.)

- Vergi cennetinden fatura gelmiş, oralarda vergi az ya da yok, o şirketi yok sayarım.

- Kurduğun şirket gayrimenkul yapmış, sen şirketin hissesini satmışsın, ama ben gayri­menkul sattı sayarım (Rapor vergi idaresince iptal edilmişti).

Anayasal ilkeler göz ardı ediliyor

Değerli okurlar, vergileme prensipleri ana­yasal güvence altındadır. Bir kısım sihirli cüm­leler, kavram ve kalıplar zikredilerek işin ay­rıntılı analizinden, detaylı olarak irdelemek­ten, mesele ile ilgili delilleri ortaya koymadan, bunları yasal bir zemine oturtmadan vergile­me yapamazsınız.

Ekonomik icaplara aykırılık iddiası

Yapılan tarhiyatlarda içi, arkası doldurul­madan kullanılan bir başka "genel" kavram da işlemin ekonomik icaplara, hayatın mutat akı­şına aykırılık teşkil ettiği iddialarıdır.

İçi, arkası doldurulmalı

Bu kavram ve yaklaşımların hepsi üzerin­de ciltler yazılabilecek derinlikte kavramlar­dır. Sadece kalıp olarak alıp, raporlarda o kalıbı tekrarlamakla yetinmek, raporda o kalıbı tek­rarlayınca içini doldurdum, ispat ettim san­mak en büyük yanılgıyı oluşturuyor. Çoğu za­man bu kavramlar zikredilmekle yetiniliyor ve boş, kalıp olarak kullanılıyor. Vergiyi doğuran olay, verginin oranı, ödeme zamanı, mükelle­fi, sorumlusu kanunla düzenlenebilir. Cum­hurbaşkanına verilebilecek yetki bile oldukça sınırlanmıştır. Hal böyle iken Çetin Altan'ın üçlü aydın kriteri gibi, uygulamada üç dört kav­ram zikredilerek oldukça büyük hacimli tarhi­yatlar yapılabildiği gözlemlenmektedir.



Kaynak: Zeki Gündüz / Dünya Gazetesi