Ramazan’da Çalışanlara Verilen Gıda Paketleri Ücret Olarak Vergilenemez
Dünya Gazetesi 45 yaşına girdi. 45 yılın 25 yılında yazar, öncesinde okuyucu olarak izlediğim ve parçası olmaktan gurur duyduğum Dünya’yı siz okurları var ettiniz. Dünya da sizlerin sorunlarını, gündemlerini izleyebildiği, seslendirebildiği, savunabildiği, kürsüsü olabildiği sürece Dünya olarak devam edebilecek. Ramazan, yılbaşı ve bayramlarda çalışanlara verilen gıda paketlerinin ücret olarak dikkate alınması gerektiği eleştirileri yapılabilmektedir. Ramazan münasebetiyle başlığa taşıdığım bu konu ve aşağıda başlıklar halinde paylaştığım konularda uygulamada sorunlar yaşanabildiğini, farklı uygulama ve eleştiriler yapıldığını görmekteyiz. Örneğin bırakın vergi inceleme elemanlarını bazı muhasebeciler (şirket içi veya dışı) şirketin giderleri içinden içki giderlerini ayıklamakta, kabul edilmeyen gider olarak dikkate almaktadırlar. Bazı incelemelerde çalışanlar için tertiplenen gecede sanatçı grubuna yapılan ödemenin işle ilgili olmadığı gerekçesiyle reddedildiğine şahit olduk. İşçi işveren ilişkisi içinde artık farklı gelenek, görenek, örf, adet oluşmuş, personel yönetiminin doğalı kabul edilen uygulamalar genelleşmiştir. Bu uygulamaların büyük kısmı artık işveren ve çalışanlar tarafından normal, mutat, zorunlu uygulamalar olarak görülmekte ve algılanmaktadır. Aynı konu bağış ve yardımlar başlığı altında da yaşanmaktadır. İşverenin sosyal duruşu hem piyasa hem de çalışanlarınca gözlemlenmekte ve önem verilir hale gelmektedir. Bağış ve yardım konusunda da farklı, yeni kavram, kurum ve yöntemler, hızla yaygınlaşan-yaygınlaşması da gereken uygulamalar olmuştur. Tüm bu konuları genel tanımlara kavuşturmanın güçlüğünün farkındayım. Vergi gelirlerinin aşınması ve vergi vermek yerine, ödeme yerlerini tamamen mükellefin inisiyatifine bırakan bir anlayışın da savunulmasının yanlışlığı düşüncesindeyim. (Ki mevcut sistemimizde bu bile mümkün). Bu nedenle vergi idaresi aşağıda detaylandırmaya çalıştığım konularda, konuyu inceleme elemanlarının yorum ve inisiyatifine bırakmadan yorumlayıp yönlendirmesinde fayda görüyorum. 1-Çalışanlara, müşterilere, potansiyel müşterilere, tedarikçilere verilen iftar yemekleri. Yemekte canlı müzik performansı yapan müzik grubuna yapılan ödeme, davet edilen sanatçılara, konuşmacılara yapılan ödemeler, bahşişler. 2-Çalışanlara verilen Ramazan, bayram, yılbaşı paketleri, hediyeleri. 3- Askı uygulamalarına(askıda ekmek, yemek, fatura, bakkal hesabı) yapılan ödemeler, veresiye defterlerinin kapatılması şeklinde yapılan yardımlar. 4-Deprem bölgelerine, sığınmacılara veya yurt dışındaki kişilere yapılan ayni-nakdi Ramazan (veya sonrası) yardımları. 5-Belediyeler eliyle, çeşitli dernek ve vakıflar eliyle yapılan ayni-nakdi Ramazan yardımları( gıda bankacılığı olarak değerlendirilenler dışında olanlar) veya doğrudan çeşitli ailelere yapılan gıda yardımları. 6-Çalışanlar, yakınları veya işle ilgili kişilerin cenazelerinde cenaze evine gönderilen yiyecek-içecekler, camide okutulan mevlit vb. giderleri. Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, çalışanların büyük bölümünün yoksulluk sınırı altında ücret aldığı göz önüne alındığında, yukarıda bahsi geçen konularda vergi eleştirisi yapılması, bir de bu yardımlar üzerinden (brütleştirme suretiyle) vergi alınmaya çalışılması kabulü mümkün olmayan bir yaklaşım olacaktır. Kaynak:Zeki Gündüz / Dünya Gazetesi |