Ortağa Olan Borcun Sermayeye Eklenmesinde Faiz İndirimi

Sermaye şirketlerinin nakit sermaye artırımlarında faiz indirimiyle ilgili çok makale yazdığımın ve siz okurları sıkmış olabileceğimin farkındayım.  Ancak bazen yazmaya devam etmek kaçınılmaz oluyor. Bugünün konusu da böyle.

Nakit sermaye artırımında faiz indirimi konusunda netleşmeyen çok husus var. Bu konuları yeri geldikçe, bir gelişme oldukça yazmaya çalışıyorum.

Netleşmeyen, uygulamada çok karşılaşılan konulardan birisi ortaklara olan borçların sermayeye eklenmesi halinde, faiz indiriminden yararlanılıp yararlanılamayacağı.

Konuyu en son 27 Ocak 2023 tarihinde yayınlanan makalede yazmıştım. Söz konusu makalede, Gelir İdaresi’nin görüşü ile konuyla ilgili yargı kararlarını paylaşmış, kendi değerlendirmemi yapmıştım. 

Gelir İdaresi’nin görüşü belli, ortaklara olan borcun sermayeye eklenmesini, öteden beri, bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu olarak değerlendiriyor ve faiz indirimini yasaya uygun bulmuyor.

Yargı kararları aynı yönde değil. Faiz indirimini kabul eden kararlar da var etmeyen kararlar da var. Daha önceki makalede iki Danıştay kararı, bir Bölge İdare Mahkemesi kararı ve iki Vergi Mahkemesi kararından bahsetmiş, gerekçelerini özetlemiştim.

Bugün üç yeni karardan bahsedeceğim. Kararlar Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından verilmiş, karar metinlerinden anlaşıldığı kadarıyla aynı kuruma ait, oldukça yeni tarihli kararlar. Tarihleri 23 Ekim 2024.

Bu kararlar bence önemli. Bu nedenle kararları ve gerekçelerini özetle paylaşayım.

Dava konusu

Davacı şirket, 2015 yılında ortaklara borçların sermayeye eklenmesi şeklinde sermaye artırımı yapmış. Ortaklardan biri yurt dışında yerleşik bir kurum ve iştirakine sermaye artırımı öncesinde sağladığı nakdi kendi özkaynaklarından, diğeri ise yurt içinde yerleşik ve nakdi borçlanarak karşılamış. Şirket 2015 yılı kurumlar vergisi beyannamesini faiz indiriminden yararlandırılması gerektiği ihtirazi kaydıyla vermiş. Talebin kabul edilmemesi nedeniyle konu ihtilaf konusu olmuş.

Vergi Mahkemesi kararı

Vergi Mahkemesi, ortaklar tarafından sağlanan nakdin kredi kullanılarak veya borç alınarak temin edilmemiş olması gerektiği, dava dosyasında ortaklar tarafından şirkete sağlanan paranın ne şekilde temin edildiği yönünde bir bilgi ve belge bulunmadığı, İdareye bu hususa ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, ortaklar tarafından şirkete sağlanan nakdin ne şekilde temin edildiği hususunu ispat yükünün davacı şirkete ait olduğu gerekçeleriyle davayı reddetmiş.

Bölge İdare Mahkemesi kararı

Davacının istinaf istemini inceleyen Bölge İdare Mahkemesi, istinaf dilekçesinde yer alan, davacının yurt dışında yerleşik ortağı tarafından temin edilen nakdin kendi kaynaklarından karşılandığı bilgisini ve buna ilişkin belgeleri esas alarak, Vergi Mahkemesi kararının, artırılan sermayenin bu tutara isabet eden kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hükmünü kaldırmış ve bu kısım yönünden davayı kabul etmiş, geriye kalan kısım yönünden ise istinaf talebini reddetmiş.

Danıştay kararı

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi; faiz indiriminden yararlanılabilmesi için sermaye artışlarının nakit olarak karşılanması gerektiği, somut olayda, sermaye artışının nakdi olarak değil ortaklar cari hesabından karşılandığının açık olduğu, ortaklar cari hesaplarından karşılanan kısım için faiz indiriminden yararlanılamayacağı gerekçesiyle, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görmemiş ve temyize konu Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararını bozmuş. (Danıştay Dördüncü Dairesinin 25.05.2022 tarih ve E:201876247 K:2022/3308 sayılı kararı.)

İstinaf başvurusunun kısmen reddine ilişkin kısım davacı tarafından temyiz edilmediğinden, bu kısım kesinleşmiş.

Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararı

Bölge İdare Mahkemesi, sermaye artırımının tescil edildiği tarihten önce davacı şirketin ortağı olan şirket tarafından konulan tutarın sermayeye ilavesi yoluyla yapılan sermaye artırımının, bilanço içi kalemlerin birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışı olarak değerlendirilemeyeceği ek gerekçesiyle kararında ısrar etmiş.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Danıştay Dördüncü Dairesi kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle, temyiz istemini kabul etmiş, Bölge İdare Mahkemesinin ısrar kararını bozmuş. (Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 23.10.2024 tarih ve E:2023/1181 K:2024/937 sayılı kararı.)

Sonuçta, somut olayda karar, Danıştay Dördüncü Dairesinin, artırılan sermayenin ortaklar cari hesabından karşılanması halinde faiz indiriminden yararlanılamayacağı yönündeki kararı doğrultusunda şekillenmiş.

Diğer Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı

Makalenin başında üç yeni karardan bahsetmiştim. Birini yukarıda özetledim. Diğer iki karar da aynı kurumun, diğer hesap dönemleri için açılmış davalara ilişkin ve aynı paralelde. (Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 23.10.2024 tarih; E:2023/1180 K:2024/936 ve E:2023/1182 K:2024/938 sayılı kararları.)

Kişisel değerlendirmem

Konuyla ilgili değerlendirmemi daha önceki makalede yapmıştım. Yeni bir değerlendirme yapmayacağım ama görüşümde bir değişiklik olmadığını söylemek isterim. 

Ortaklara borcun sermayeye eklenmesi halinde, diğer koşullar da sağlanıyorsa (örneğin verilen borç ortaklar tarafından kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle karşılanmamışsa) faiz indiriminden yararlanılabileceğini düşünüyorum. 

Benzer şekilde, sermaye artırımından gelen nakitle ortaklara/ilişkili kişilere olan borcun ödenmesi veya ortaklara olan borcun ödenmesi sonrasında nakit sermaye artırımı yapılması halinde de faiz indirimine bir engel görmüyorum.


Kaynak:Recep Bıyık / Ekonomim.com