Yeni Vergi Paketi
(25.06.2024)
Beklendiği gibi, Hükümet yeni bir vergi paketini TBMM’ye getirmeye hazırlanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı’na Gelir İdaresi...

Beklendiği gibi, Hükümet yeni bir vergi paketini TBMM’ye getirmeye hazırlanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı’na Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ya­pılan sunum kamuoyunun bilgisine girdi ve tartışmalar başladı.

Ancak, tartışılan metnin güncelliğini kaybettiği, üzerin­de pek çok değişiklik yapıldığı anlaşılı­yor. Keşke Hükümet güncel taslak met­ni açıkça kamuoyu ile paylaşsa ve ilgili tüm kesimler konu üzerinde objektif bir şekilde Türkiye için neyin yararlı ve ay­nı zamanda hukuka uygun olduğunu tar­tışabilse.

Paketten muhakkak çıkartılması gereken 4 konu var

Pakette hem olumlu hem olumsuz yan­lar var. Genel itibarıyla paketten muhak­kak çıkartılması gerektiğine inandığım dört konu, asgari kurumlar vergisi, as­gari gelir vergisi, özel gider bildirimi ile serbest meslek kazancı ve ticari kaznç­larda hasılat takibidir.

-Asgari kurumlar vergisi (AKV): Kuru­mun, (i) kazanç ve istisnalar indirilme­den önceki kazancının %10’undan veya (ii) beyan edilen hasılatın %2’si üzerin­den %10’undan hangisi yüksekse, en az o miktarda AKV alınmak istenmekte. ASK eğer hasılat üzerinden hesaplanmışsa, takip eden beş hesap dönemi boyunca, AKV tutarı üzerindeki kurumlar vergi­sinden mahsup imkanı var.

- Asgari gelir vergisi (AGV): Ticari, zırai ve serbest meslek faaliyetinde bulunan gelir vergisi mükelleflerinin en az gayri­safi hasılatlarının/net satış tutarlarının %10’u üzerinden AGV ödemesi istenmek­te. Takip eden beş hesap dönemi boyunca, AGV tutarı üzerindeki gelir vergisinden mahsup imkanı bulunmakta.

-Özel gider bildirimi (ÖGB): Beyana tabi gelirleri ile yaptıkları harcamalar arasın­da %20’nin üzerinde fark olanlardan ÖGB istenmesi, farkın açıklanamaması halinde aradaki fark miktarının arızi kazanç ola­rak gelir vergisine tabi tutulmak planlan­makta.

Hasılat takibi: ÖGB’ye benzer sistem, hasılat takibi adı altında serbest meslek erbabı ve ticaret erbabı için öngörülmek­te. Bunlar yılda 12 defadan az olmamak üzere yoklanarak günşük hasılatları sap­tanacak; günlük hasılat ile beyan arasın­daki fark %20’yi aşarsa ve mükellef açık­layamazsa hasılat üzerinden re’sen tarh yapılacak veya mükellef incelemeye alı­nacak.

AKV ve AGV verginin mali güçle orantılı olma ilkesine aykırı

Bunlardan AKV ve AGV gerçek ma­li güç değil, varsayılan mali güç üzerin­den vergi alınmasına yol açacakların­dan, verginin mali güçle orantılı olması ilkesine açıkça aykırılar. Ekonomik zor­luklar ve yüksek enflasyon dönemin­de bu tür düzenlemeler, işletmelere ay­rı darbe vurur. ÖGB ise geçmişteki hayat standardı esasını anımsatmakta; teorik açıdan arızi kazanç (Gelir Vergisi Kanu­nu [GVK] md.82) düşünce ve yapısına aykırı. ÖGB’yi getirebilmek için, sadece arızi kazanç kataloğunda değil aynı za­manda GVK’nın gelir tanımında da deği­şiklik yapmak gerek.

GVK’daki gelir tanımının değişmesi gerekir

AGV’ye tabi olanların ÖGB’ye tabi olup olmadığı net değil. Muhtemelen bura­daki eşitsizliği gidermek üzere serbest meslek erbabı ve ticaret erbabı için ha­sılat takibi öngörülmüş; ama çiftçiler dı­şarıda bırakılmış. Her durumda, bunlar için arızi kazançtan söz edilemez; diğer yandan açıklanamayan giderin GVK’ya tabi ya da istisna kapsamında olmayan bir gelir unsuru kaynaklı olduğu kabul edilemez. GVK’daki gelir tanımının de­ğiştirilmesi gerekir. Nihayet, ÖGB iste­necekleri ve hasılat esasına tabi olacak­ları tespit bakımından denetim ise ayrı bir sıkınıtılı alan: uygulamada eşitsizliğe yol açar. Son olarak, bunların dördü ba­kımından da, mülkiyet hakkının ölçülü­lük ilkesine aykırı şekilde sınırlandırıl­ması tartışması gündeme gelebilir.



Kaynak: Funda Başaran Yavaşlar / Dünya Gazetesi